Tilki ile Davul Masalı
Bir zamanlar var iken, bir zamanlar yok iken, dağ fare doğurmuş, kanatlanmış uçmaya. Balık kavağa çıkmış, söğüt dalı biçmeye. Develer saraya girmiş, hürgücünü ölçmeye. Bir kantar akıl ister, şu masalı seçmeye.
Bir varmış bir yokmuş. Aç tilkinin biri ormanda gezinirmiş. Ağacın üzerinde tünemiş bir horoz görmüş. Ağzının suyu aka aka bir kütüğün gerisine gizlenip horozun aşağı inmesini beklemiş. O sırada ormanda güm güm diye bir ses duyulmuş.
Tilki:
– Bu ses de ne? Diye merak etmiş. Gizlendiği yerden çıkmış. Sesin geldiği yöne gitmiş. Dalda asılı bir davul dururmuş. Tilki davulu ne bilsin? Davul rüzgarda sallandıkça güm güm ses çıkarmaya devam edermiş.
Tilki:
– Bu nasıl yaratık böyle? Sesi hoş olur da kendi olmaz mı? Diyerek davulun üzerine atılmış. Pençelerini pat diye derisine batırmış. Fakat bir de ne görsün? İçi boş bir kasnak değil mi imiş. Eli boş olarak ağacın yanına dönmüş. Bu arada horozu da kaçırmış. İnsanlar da öyledir. Bazen ayağına gelen kısmeti işte böyle aç gözlülük ederek kaçırır.