Bilge Çocuk Masalı
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zamanların birinde, uzak bir diyarda küçük bir ülke varmış. O ülkede yaşayan bilge bir çocuk varmış. O kadar akıllıymış ki kendisine sorulan tüm sorulara insanları hayrete düşürecek bilgece cevaplar verirmiş. Gel zaman git zaman bilge çocuğun bu zekası dilden dile dolaşır olmuş. Şöhreti o kadar yayılmış ki, saraya kadar ulaşmış. Kral, ülkesinde böyle bir zeki çocuğun olduğunu öğrenince hemen onunla tanışmak, onun gerçekten anlatıldığı gibi bilge biri olup olmadığını merak ediyormuş. Kral, bilge çocuğu sarayına davet etmiş.
Bilge çocuk, kralın davetini memnuniyetle kabul edip saraya gelmiş. Saray halkı tarafından nazikçe karşılaşan Bilge çocuk, kralın huzuruna gelmiş.
Kral, “Bilge çocuk, sarayıma hoş geldin. Sana üç tane soru soracağım, bakalım söylenildiği kadar akıllı biri misin?” demiş.
“İlk sorum şu: Kainatta kaç tane su damlası vardır?” demiş.
Bilge Çocuk,
“Sevgili kralım, siz de bilirsiniz ki dünyadaki denizlere ırmaklardan sular akar, öncelikle ırmaklardaki su akıntısını bir süre durdurun, su damlalarını sayarken karışıklık olmasın, ben de size kainattaki tüm su damlalarını sayayım.” demiş.
Bilge çocuğun, zekice cevabına oldukça şaşıran kral, ikinci sorusunu sormuş;
“Evrende kaç tane yıldız var?” diye sormuş.
Bilge çocuk;
“Sevgili kralım, sizden büyük bir karton tabaka rica edebilir miyim?” demiş.
Karton tabaka geldiğinde, tabakanın üstünü noktalarla doldurmuş. O kadar nokta koymuş ki sayılmayacak kadar çokmuş.
Tabakayı krala göstererek, “Bu tabakanın üstündeki noktalar kadar evrende o kadar yıldır var, inanmıyorsanız her ikisini de sayarak karşılaştırabilirsiniz.” demiş.
Kral, bu defa en zor sorusunu Bilge çocuğa sormuş;
“Sonsuzluk nedir bilir misin?” demiş.
Bilge çocuk,
“Uzak diyarlarda bir Kaf Dağı vardır, Kaf Dağı o kadar yüksektir ki tepesine çıkmaya kimsenin ömrü yetmemiş, genişliği o kadar uzundur ki, kimse sonuna varamamış. Kaf dağında bir Anka Kuşu yaşar, bin yılda bir gelip tüylerini yeniler, her bir tüyünün yenilenmesi yüz yıl sürer, Bütün tüyleri yenilenene kadar, sonsuzluğun yalnız bir dakikası dolar. Bu hesabı bilirseniz, sonsuzluğa erişirsiniz.” demiş.
Bilge çocuğun zekice verdiği cevaplar kralın çok hoşuna gitmiştir. Kral, Bilge çocuğa dönerek,
“Söyledikleri kadar varmışsın. Bu soruları ülkemin en büyük bilginlerine sordum, hiçbiri cevap bile veremedi. Sen tüm sorularıma bilgece yanıtlar verdin. Bugünden sonra bu sarayda yaşayacaksın, sarayın en bilge kişisi olarak herkesten hak ettiğin saygıyı göreceksin.” demiş.
Bilge çocuk, Kral’ın bu teklifini memnuniyetle kabul etmiş. Çok geçmeden Kral’ın güzeller güzeli kızıyla tanışıp birbirlerine aşık olmuşlar. Kırk gün, kırk gece düğün yapmışlar, mutlu mesut yaşamışlar.