Aslan ile Fil

aslan ile fil masalı
Aslan ile Fil: Barış ve Kardeşlik Masalı

Bir zamanlar yemyeşil ormanların tam kalbinde, hayvanların huzurla yaşadığı bir bölge varmış. Yazın kavurucu sıcakları ormanı etkisi altına almış, tüm canlılar serin bir yer ve bir yudum su arayışına girmiş. Günlerden bir gün, ormanların güçlü lideri aslan, serinlemek ve susuzluğunu gidermek için derenin kenarına gelmiş. Suya eğilip içmeye hazırlanırken, koca gövdeli, ağır adımlarla yaklaşan bir fil de derenin başına varmış.

Aslan filin gelişinden pek hoşnut olmamış, güçlü bir kükremeyle:
– “Hey, şu hortumunu çek de suyumuzu rahat rahat içelim!” diye homurdanmış.

Fil sakin ama kararlı bir tavırla cevap vermiş:
– “Neden ben çekiliyormuşum? Bu dere yalnızca senin değil! Bu orman ve kaynaklar hepimizin. Eğer benimle su içmek istemiyorsan, sen çekil!”

Aslan bu sözler karşısında daha da sinirlenmiş. Gururu incinen kral, dişlerini göstererek bir adım öne çıkmış:
– “Sen koca hortumunla burayı kapatıyorsun. Ben kralım, yol vermek senin görevin!”

Fil ise yerinden kıpırdamamış, hortumunu yere vurarak cevap vermiş:
– “Kimse kimseye üstün değil. Bu dere benim kadar senin de hakkın!”

Bu tartışma bir türlü son bulmamış ve giderek şiddetlenmiş. İkisi de inatçı olduğu için sonunda birbirlerine saldırmaya başlamışlar. Aslan, güçlü pençeleriyle fili itmeye çalışırken; fil de hortumuyla aslanı geri püskürtmeye çabalamış.

Bu sırada, yüksek dallarda tüneyen akbabalar olup biteni fark etmiş. Gözleri parlayan akbabalar birer birer toplanarak kavga eden iki hayvanı izlemeye başlamış. Heyecanla aralarında konuşmuşlar:
– “Bakın şunlara! Hangisi galip gelirse gelsin, sonunda biri ölecek. Leşleri bizim olacak!”

Aslan ve fil, aralarındaki mücadelede iyice yorulmuşlar. Derin bir nefes almak için kavgayı bir anlığına bırakıp etraflarına bakmışlar. İşte o anda, tepelerinde pusuya yatmış bekleyen akbabaları fark etmişler.

Fil şaşkınlıkla:
– “Bak, tepemizde akbabalar dolanıyor!” diye fısıldamış.

Aslan da durumu anlamış ve hemen filin sözünü onaylamış:
– “Biz burada birbirimizi yok etmeye çalışırken, düşmanlarımız sevinçle izliyor. Kavganın kazananı olmayacak, bu yalnızca onlara yarayacak!”

Her ikisi de ne büyük bir hata yaptıklarını anlamışlar. Hemen kavgayı bırakmış, birbirlerine dönüp dostça sarılmışlar.

Fil mahcup bir şekilde:
– “Haklısın, bu kavga çok anlamsızdı. Bu dere hepimizin. Kardeşçe paylaşabiliriz,” demiş.

Aslan da gülümseyerek başını sallamış:
– “Evet, bu orman hepimize yeter. Kardeşçe yaşamak varken kavga etmenin ne anlamı var?”

O günden sonra, aslan ve fil dost olmuş. Ormanın her köşesinde birbirlerine yardım ederek yaşamaya devam etmişler. Akbabalar ise hayal kırıklığı içinde uzaklaşmışlar.

Bu hikâye ormanda kulaktan kulağa yayılmış ve tüm hayvanlara bir ders olmuş:
**“Hayattaki en değerli şey barış ve kardeşliktir.”**

Leave a Reply