hacivat ile karagöz
Çocuklara Karagöz ve Hacivat Konuşmaları

Bahçıvanlık İşi

(Hacivat, bir parkın yanından geçmektedir.)

HACİVAT – (Söylenir.) Aaaaa, parkta oturan şu adam da Karagöz’e benziyor. Üstünde de mavi bir tulum var. (Seslenir.) Karagöz!…

KARAGÖZ – Adımımı öğreniyorsun?

HACİVAT – Değil efendim, birden tanıyamadım da… Hele yanına oturup biraz nefes alayım.

KARAGÖZ – Kirazlı fes başka yerden al!

HACİVAT – Bakıyorum yine sinirlisin ama Karagöz’üm her halde güzel bir iş buldun?

KARAGÖZ – Hay hay güzel bir diş buldum. Yarısı altın, yarısı gümüş…

HACİVAT – Canım bırak altın dişi falan!… Baksana üzerinde iş tulumu var. Ne işi buldun?…

KARAGÖZ – Bahçıvanlık Hacı Cavcav!…

HACİVAT – Aman ne güzel! Ne zaman işe başladın? Nerede?

KARAGÖZ – Bu sabah… Şeyde, bizim mahallenin sonunda, cadde kenarında köşklü, kocaman bir bahçede…

HACİVAT – Tamam Karagöz’ün bildim! Zeliha Hanım köşkü derler… Kocası geçen yıl vefat etti.

KARAGÖZ – İşte orası Hacı Cavcav!…

HACİVAT – Hanımeli var mı?

KARAGÖZ – Alay mı ediyorsun, hanımın eli de var iki ayağı da!

HACİVAT – Değil efendim, yani bahçesinde hanımeli çiçeği bulunuyor mu?

KARAGÖZ – Hay hay… Köftehor bilmiyor musun kocaman bahçe içinde her şey var.

HACİVAT – Canım yerini biliyorum ama içini hiç görmedim. Ne renk aslanağızları var?

KARAGÖZ – Köşkün içinde hayvanat bahçesi de mi kurmuş?

HACİVAT – Karagöz’üm, sen hiç aslanağzı diye çiçek duymadın mı? Sonra efendim, yâsemin ne tarafta?

KARAGÖZ – Az evvel babası ile bakkala girdi.

HACİVAT – Allah iyiliğini versin, sizin sokaktaki Yasemin kızı sormuyorum. Bu da bir çiçek ismi!

KARAGÖZ – Köftehor, öyle sorsana!…

HACİVAT – Pekâlâ Karagöz’üm, gül?…

KARAGÖZ – Pataklarım ha! Durup dururken güleyim de aklını kaçırmış diye beni götürsünler.

HACİVAT – Hah hah hah!… Efendim ben sana “Gül!” demedim. Yani bahçede gül de var mı?

KARAGÖZ – Olmaz mı, çeşit çeşit…

HACİVAT – Efendim, bahçen var ama bahçıvanlık ayrı bir meslektir. İşe başlayınca neler yaptın?

KARAGÖZ – Acele yağmur yağmış ama ben önce bahçeyi bir güzel suladım.

HACİVAT – Hanım kızmadı mı?

KARAGÖZ – Kızmadı da “Su parasını ödersin!” dedi.

HACİVAT – Aşı da yapmaya kalktın mı yoksa?

KARAGÖZ – Köftehor, kalem aşısı yapmamı hanım istedi. Ben de yaptım.

HACİVAT – Aman Karagöz’üm, nasıl yaparsın?

KARAGÖZ – Nasıl olacak, bakkaldan bir düzine kurşunkalem aldım gösterdiğim gülleri kesip kalemleri ucuna yapıştırarak bağladım.

HACİVAT – Hanım başka ne yapmanı istedi?

KARAGÖZ – “Güllerin bitini ilaçla!” dedi. Ben de eczaneden bit ilacı alıp hepsine sürdüm.

HACİVAT – Allah müstehakını vermesin! Güllerdeki baş biti değil, yeşil bir böcek… Sonra?…

KARAGÖZ – “Sebzelere dikkat et, kurt olmasın!” dedi.

HACİVAT – Sen ne yaptın?…

KARAGÖZ – Bir şey yapmadım. Bahçede hanımın kendi köpeği var. Kurt olsa zaten o kovalar.

HACİVAT – Sebze bahçesinde pırasa da var mı?

KARAGÖZ – Beni câhil mi zannettin, sebze bahçesinde yarasının ne işi var? Kargalar gelip domateslerle meyvaları yiyip-gidiyordu.

HACİVAT – Tühhh, korkuluk yok mu?

KARAGÖZ – Alay etme, bahçenin içinde korkuluk olur mu?

HACİVAT – Desene bu akılla hanımın başına bela oldun?

KARAGÖZ – Zaten hanım da bana “Ne başbelası adamsın al şu yarım günlük paranı da bir daha gelme!” dedi Hacı Cavcav. (Hacivat gider.)

Karagöz ve Hacivat Bahçıvanlık İşi

Karagöz ve Hacivat Bahçıvanlık İşi” için bir görüş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön